Gezdiğim dikenli aşk yollarında elimden bin türlü saz geldi, geçti
MUSTAFA AYDINÇELEBİ
CANLI ARŞİV
Bıçak, aşçıların ve hanımların elinde insanlara yemek hazırlamakta kullanılan faydalı bir eşyadır. Katilin elinde ise insanları katleden bir silahtır.
Teşvik priminden tehdide (vaad, vaid oldu)
50’li yıllarda tekstil üretiminin tamamına yakını Sümerbank tarafından yapılırdı. Dolayısıyla Türkiye'deki tüm manifaturacılar kumaş ve bez ihtiyaçlarını Sümerbank'tan alırdı. Sümerbank, müşterinin belli bir miktarı aşan alışlarına, kademeli olarak %2 ile başlayıp her kademede bir puan arttırarak prim verirdi. 90'lı yıllara kadar sigorta şirketleri de %2 genel portföy üzerinden, ayrıca net primden hasar düştükten sonra kalanından da %3 prim verirlerdi.
Sonrasında “Primi %10’a çıkardık” diye ağzımıza bir parmak bal çaldılar. Devre sonunda baktık ki prim oranını %100 artarken prime esas matrah kuşa dönmüş.
Elimize geçen prim, eski sistemde aldığımızın kat kat altına düşmüş. Yani kuşa baktırmışlar… Zaman içinde de türlü bahanelerle bunu dahi vermeyenler oldu… Günümüzde futbolculara da galibiyet primi veriliyor. Yani galibiyete prim var. Mağlubiyet veya beraberliğe prim yok. Prim yok ama, ceza da yok.
Gelelim sektördeki uygulamalara…
Sektörümüzdeki bazı şirketler acentesine bir hedef veriyor. Hedef gerçekleşirse veya aşılırsa ödül yok. Gerçekleşmezse, acenteliğin feshi cezası var.. (İstisnalar çok. Hatta hedefi gerçekleştirenlere komisyon ilavesi yapanlar bile var. Onları tenzih ederim), Böyle bir cezanın yasal ve hakkaniyetli olup olmadığı bir yana;
1-Risk politikan; "armudun sapı, üzümün çöpü var" kabilinden bahanelerle, aşırı seçici ise,
2-Fiyatın piyasa şartlarına uygun değilse,
3-Rakiplerin düşük riskli teminatlara yüksek komisyon verirken sen düşük komisyon veriyorsan,
4-Keza, rakiplerin hedef verip, hedefi gerçekleştirene ilave komisyon verirken Bu gariban acente nasıl hedef tuttursun?..
5-Hel hele, sen; hedefi tutturana ödül vermek yerine, hedefi tutturamayana ceza vermek gibi görülmemiş bir yol tercih etmişsen!
Sosyal medya dedikleri
Bıçak, aşçıların ve hanımların elinde, insanlara yemek hazırlamakta kullanılan faydalı bir eşyadır. Katilin elinde ise insanları katleden bir silahtır.
Tüfek, askerin ve emniyet güçlerinin elinde; vatan savunmasında ve asayişin temininde kullanılan bir alet; teröristin, katilin ve magandanın elinde ise günahsız insan katletme vasıtasıdır.
Sosyal medya ise gazetecilerin elinde kamuoyuna haber ulaştırma, alimin elinde ilim yayma, münafığın dolduruşuna gelen zevzeklerin elinde kafa karıştırma, fitnenin elinde de ise insanları birilerine karşı kışkırtma vasıtasıdır.
Baltayı dizimize vurmamak için
Sakın ola zevzeklik yapmayalım. Aman ha aman; fitneye karşı uyanık olalım.
Bir olma iri olma diri olmanın sonuçları:
1-15 Temmuz gecesi, Cumhurbaşkanı’nın bir çağrısıyla, bayrağını alan meydanlara çıkıp tankların karşısına dikildi. Kimi şehit oldu, kimisi gazi. Ama, sonuç itibariyle hainleri teslim alındı ve vatan kurtarıldı. Ne yazık ki, bedel ödemeden zafer kazanılamıyor. Keşke mümkün olsa…
2-Arkasından dolar oyunuyla ekonomimize yapılan saldırı üzerine; dolarınızı bozdurup altın alın veya lirada kalın daveti üzerine döviz bürolarının önünde kuyruklar oluşunca oyun bozuldu doların ateşi düştü. Bununla da kalmadı, dış ticaretin milli paralarla yapılması gündeme oturdu ve anında, birkaç devletin bu işe sıcak baktığı ortaya çıktı ve uygulama başlamak üzere. Daha da önemlisi, bu uygulama, yaygınlaşma istidadı gösteriyor.
Böyle giderse, dolar tahtından inecek gibi gözüküyor. Demem o ki bir toplumun hedefe ulaşmasının olmazsa olmazı:
Birlikte hareket-birlikte hareket- birlikte hareket…
Birlikte hareket kabiliyeti kazanmanın da ön şartı;
1-Dolduruşa gelip zevzeklik ederek kafa karıştırmamak;
2-Yöneticiye itaat…
NOT:
Arapça'da;
Vaad: Ödül sözü vermek
Vaid: Cezalandırma tehdidi
Zevzeklik: Gerçeği bilmeden, yalan yanlış malumatla fikir üretmeye kalkışmak.