Gerçekten istiyor muyuz?
M. JALE BAYAV
TÜSAF Yönetim Kurulu Üyesi
Biz hala birilerini memnun ederken diğerlerini mutsuz edecek formüllerle uğraşıyoruz. Sanırım bu iş artık “Hadi bakalım sıkıysa denetle” kısmını aşamayacak.
Son zamanlarda herkesin kullandığı ortak bir dil var. Denetim, denetim, denetim…
Sektörde yaşanan tüm olumsuzlukların, yanlışların sebebini yeterince denetim olmamasına bağlıyoruz. Güzel. Kulağa da mantıklı geliyor. Yapılan birçok değişiklik, alınan kararlar, çeşitli yaptırımlar kaç acente tarafından biliniyor diye bir araştırma yapsak, eminim yüzde 50’yi bulmayız. Türk insanı genelde ‘rastgele’ demeyi seven yapıdadır. Neyi neye uydurursak artık! Hal böyle olunca da birçok konuda bilgisi olmayan ama sektörde bir şekilde hizmet veren meslektaşlarımız için denetim ne ki? Niye ki? Sorusunda saklı kalıyor. STK’lar ve yönetimindeki gönüllüleri de her fırsat bulduklarında bunu dile getiriyorlar da what fayda. Sanırım bu iş artık “Hadi bakalım sıkıysa denetle” kısmını aşamayacak. Bugüne kadar birkaç formül bulundu ve azıcık sevindirik de olduk. “Tamam bu iş çözülecek galiba” dedik. Neredeeee?!
Biz hala birilerini memnun ederken diğerlerini mutsuz edecek formüllerle uğraşıyoruz. Kim haklı? Kim haksız kişiye ve duruma göre değişiyor. Aklın yolu birdir deme imkanımız olmuyor, bir türlü tutturamıyoruz. Şirketler dertli, acenteler dertli, brokerler dertli… Tamam da biz bu kadar çözümsüz müyüz? Çözüm biz miyiz?
Hem biz neyi denetleyeceğiz? Haksız rekabeti mi? Merdiven altı çalışanları mı? Alınan kararlara ve şartlara uymayan acenteleri mi? Sırala sırala bitmez…
“Sıkıysa Yakala” filmini izleyenleriniz vardır. Bu iş birazda öyle olacak gibi! Haydi rastgele...